"İşte bence evren tek bir dalga ve alan yapısında olup kendi içinde yer alan sonsuz uzaklıklardaki sayısız zekanın bu alan içinde ki anlık iletişimine olanak sağlayan bir yapıda olduğunu düşünüyorum.Keza yine bu uzaklıkların farklı boyut düzlemlerinin ve zaman çerçevelerinin araya girmesiyle bu farklı boyutların kullanılmasıyla zamanda ve mekanda da varolan her tür mesafenin ve uzaklığın bir anda atlanabileceği kanaatindeyim.Belki Tibetli bir Budist Rahip gibi konuşacağım ama eğer insan beyni ve zekası bu evrene ait ana matriksi yansıtan kozmik zekayla bağlantı kurabilirse yani kendi içine dönebilirse evrenle olan bu kozmik ağ bağlantısı bizim düşünce gücü ya da ruh gücü dediğimiz şeyle bizi içine alan zaman ve mekanla ilgili boyutsal kalıpları, mesafeleri ve her türlü aklınıza gelebilecek tüm madde ve enerji sistemine ait her soyut ve somut yapılaşmayı etkileyebilme ve dönüştürebilme gücüne sahip olabiliriz.Yani eşyayı ve başka varlıkların zihinlerini kontrol edebiliriz.Böyle bir kontrol gücünün karşısında zaman ve mekan duvarları adeta şeffaflaşmaktadır.Güç, beyinden ve zihinden taşarak küresel bir tesirle şimdi den çıkarak sonsuza doğru uzanmaktadır. ‘‘Sonsuzluk( Allah) altında ve üstünde hava olmayan bir nokta gizli bir nur idi..’’ sözleriyle devam eden Hz Muhammetin ifadelerindeki bu gizli noktanın sırrına kadem basanlar gerçeğin sır küpü içindeki boyayla boyanmış olurlar.Bu kozmik bilincin dalga boyuyla eşleşmek anlamındadır.Böylece auranın alan frekansları sonsuzun rengarenk reklerine yada saf beyazlığın görüntüsüne ulaşır.Böylece herşeyi içine alan ve her şeyin içine dolanla bir ve bütün olursunuz.Kısaca aranan sırrın kendisi olursunuz.Ve arayış biter, yollar biter.Artık yolda, arananda siz olursunuz.Lakin sırra kadem basanlar kaybolanlardır.Kendinizden geçmedikçe kendi gerçeğinizi bulmanız mümkün değildir.Bu önermeyi dinsel ve mistik ya da metafizik bir hadise gibi düşünmekten öte bunu en derin aklın bir ön görüsü olarak ele alın." Çetin Bal. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/AGARTAtechnology.htm