Niksar'ın akasyaları
18 Ağustos 2007 Cumartesi
karadeniz'in emeli
O, en hesapsız, o en dobra, o en dalgalı ve en korkusuz emel'i idi karadeniz'in. O'nun gözlerinde ufku görürdünüz, ki orada bir bulutun sevdasına asılmış geleceği görürüdünüz adam gibi yaşanacak. O en güzel, en yiğit, en bıçkın gülüşlerin dudağı idi. O, bakımsız kıvırcık saçlarını karadeniz'in rüzgarlarına bırakırken alnında yıldızların ışığını taşır küçücük ellerinde büyük ve güzel bir yarının müjdesi ile dolaşırdı. Bir ninni gibi aklımda taşıdığım sesini yıllar sonra duyduğumda anka kuşları canlandı masalımın külleri arasında. Solmuş çiçeklerin yapraklarına sular yürüdü. Bir can dostun ne kadar ayrı kalınırsa kalınsın, ne kadar uzakta olunursa olunsun varlığını bilmek, sanki bir dağa yaslanmış gibi güven verdiğini yaşamak çok özel bir duygu. 27 yıl sonra karadeniz'in emel'i bana bu duyguyu yaşattı. O benim en değerli varoluşlarımdan biri. O'nu çok seviyor ve varlığı ile öğünüyorum. Biliyorum ki o her zaman beni yüreğinin bir köşesinde yaşattı ve düşlerinde kurabildiği bir ülkenin özgür bir ağacı olarak kuşlarını benim dallarımı gönderdi konsunlar şarkı söylesinler diye...